Sanat Ve Atatürk

Atatürk sanat felsefesi anlayışı çerçevesinde, Türk sanatçısını her zaman birinci planda tutmaya önem veren bir liderdi. Sanatın evrensel değerinin kavramını çok iyi algılayan sanat aşığı bir sanat severdi.
Türk milletinin zeki, çalışkan ve yaratıcı olduğunu her fırsatta dile getirirdi. Üstün medeniyetler zincirinde Türk milletinin yerini sanatsal düşünce tarzı ile erişebileceğimizi çok iyi biliyordu.

Cumhuriyet tarihinin Atatürk döneminde sanat ve sanatçılığa verilen değer, günümüzde bile verilmiyor. Sanatın yaratıcı gücünün önemini her konuşmasında dile getirmeye özen gösteren ileri görüşlü ulu önder Atatürk, sanatın derinliklerindeki gücün farkındaydı. Anadolu’nun bağrında yeşeren sanatçıların, günün birinde dünyaca ünlü sanatkârların arasında layık olduğu yeri alacağına tüm kalbiyle inanıyordu. Bu inanç öyle bir arzuydu ki sözlerinde, mana ve ifadelerinde sanatçı ruhundaki zenginliği her zaman dile getirmekten geri kalmamıştı.

Bu gün bile dilimizden düşürmediğimiz sözlerinin ve sanat resimlerinin birçoğunda sanatçıların ve sanatseverlerin üstün meziyetlerine atıfta bulunmuştur. Bir Türk dünyaya bedeldir sözü birçok kişi tarafından maksatlı olarak saptırılmasıyla fiziksel gücü anlatan atasözü olarak tanımlamak isterler.

Türk milletinin yaratıcılığını cihan âlemi yüzyıllardır biliyor. Zeki bir toplum, yaratıcı gücü olan inançlı bir zihniyetle özünün kıymetini bilen bir toplum olarak her Türk gencinin ufku açık, idealleri peşinde çaba sarf etmekten çekinmeyen fertlerden oluşmuş bir millet. Dünyaya bedel bir yaşam tarzının tüm toplumlar tarafından kıskanılacak kadar birbirleriyle bütünleşmiş dünya insanı olan Atatürk, yüzyıllar boyu boyunduruk altına girmeyecek kadar sanatsal bir düşünceye, sanatsal bir özgürlüğe sahip bireyler olarak Türk milletini tanımlamıştı.

Günümüzün medeniyet dedikleri tek dişi kalmış canavar anlayışının dejenere etmek üzere olduğu toplumlardan bahsetmediğimizi söylememe gerek yok sanırım. Atatürk dönemi bir avuç Türk’ün, cihana bedel mücadelesinin dillere destan olan Türk yaşam felsefesinden bahsediyorum (Atatürk resimlerine bakınız).

Günümüz koşullarındaki sanat kavramının hız kestiği, sanatseverlerle sanatçıların üstün meziyetleri sayesinde sanat anlayışının var olduğunu inkâr edemeyiz.
Dün geçmişte yaşayan bir avuç insanın ektikleri sanat tohumlarının bugün hâlâ yeşermekte olduğunu belirtmemde fayda var sanırım.

Yağmursuz bir ortamda kurumaya yüz tutmuş çınarların köklerindeki güç sayesinde bu kurak günleri atlatacağımıza her sanatçı gibi bende inanıyorum, sizde inanmalısınız. Anadolu yaşamında sanat rüzgârları bitmedi, hiç bitmeyecek. Bazen rüzgâr durulur, bazen kavurucu sıcakların gücüyle erimeye yüz tutmuş sanat çiçeği sabahların getirdiği serinlikten bile enerji alarak hayatta kalmaya devam edebilir. Beklenen yağmur resimleri, sanat ve sanatçıya bereket getirecektir.

Atatürk ve sanat felsefesinin takipçileri olmaya devam edelim. Zorlu rüzgârların etkisiyle geminin yönünü değiştirmeyelim. Atatürk’ün sanat anlayışının meşalesi olmaya devam eden on binlerce sanatkârdan biri olarak kendimizle iftihar edelim.

Ne mutlu türküm diyene. Saygılarımla

Kuantum Düşünce Gurubu Başkanı Ahmet Nuray

İnstagram adresi: https://www.instagram.com/ahmetnuray1/

Kaynakça: Ahmet Nuray Atatürk ve sanat felsefesi arşivinden alınmıştır.

Atatürk’ün sanat anlayışına verdiği değeri gösteren atasözleri ve diğer sözleri.

Ey yükselen yeni neslimiz istikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz.

Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmelidir memleket meseleleri üzerinde o düşünceyle düşünüp çalışmayı görev edinmelidir.

Kendiniz için değil de, bağlı bulunduğunuz ulusunuz için elbirliğiyle çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.

Ey Türk Gençliği birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mustafa Kemal Atatürk

Bugün hepimize düşen ortak görevler, ulusal değerlere bilince ve Cumhuriyete sahip çıkmak, Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusunun dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir.

Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyeceklerdir.

Öğretmenler: Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.

Türk Milleti yeni bir iman ve kesin bir milli azim ile yeni bir devlet kurmuştur, bu devletin dayandığı esaslar tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız milli egemenlikten ibarettir. Yeni Türkiye devleti yapısının ruhu milli egemenliktir. Milletin kayıtsız Şartsız Egemenliğidir.

Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak.

Devrimin amacını kavramış olanlar sürekli olarak onu koruma gücüne sahip olacaklardır.

Muallimler: Yeni nesli, Cumhuriyet’in fedakâr öğretmen ve eğiticilerini sizler yetiştireceksiniz. Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle uygun bulunacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı sen Türk’ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin. Bu belli fakat zekânı unut; Daima çalışkan ol.

Blog Başlıkları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlarda ilginizi çekebilir

Başa dön tuşu