Ruh Sağlığı
Sağlık, genel olarak bedensel, ruhsal ve toplumsal iyilik hali olarak tanımlanır. Bu tanım oldukça geniş kapsamlı olup, bir kişinin tam anlamıyla sağlıklı olabilmesi için bu üç boyutun da dengeli olması gerektiğini vurgular. Ancak her belirti bir hastalık işareti değildir. Eğer her bedensel ya da ruhsal değişikliği hastalık olarak kabul edecek olursak, kimsenin tam anlamıyla sağlıklı olduğunu söylemek mümkün olmazdı.
Ruh Sağlığı: Tanımlaması Zor Ama Önemli
Ruh sağlığını tanımlamak bedensel sağlık kadar kolay değildir. Ruh sağlığı, kişinin kendisiyle ve çevresindeki diğer insanlarla uyum içinde olması, duygusal dengeyi sağlayabilmesidir. Ancak bu uyum, sabit ve değişmeyen kurallara bağlı değildir. Her bireyde farklılık gösterebilen bir yapıya sahiptir ve esneklik gerektirir. Peki, ruh sağlığı yerinde olan bir insan hangi özelliklere sahip olmalıdır?
Ruh Sağlığı Yerinde Olan Bir Bireyin Özellikleri
- Kendiyle Barışık Olmak: Kişi, nedeni belli olmayan uzun süreli kaygılar, kuruntular, korkular ve kuşkular gibi olumsuz duygulardan uzak kalabilmelidir.
- Çevreyle Sağlıklı İletişim Kurabilmek: Yakın çevresiyle ve toplumsal ilişkilerinde sağlıklı ve dengeli bir iletişim kurmalıdır. İlişkilerinde saygılı olmalı, karşısındakini sevmeli ve bu duyguların karşılığını da alabilmelidir.
- Kendini Değerlendirebilmek: Birey, kendine güvenmeli ve sahip olduğu yetenekleri, güçlü ve zayıf yönlerini objektif olarak değerlendirebilmelidir. Başkalarıyla kıyaslamalar yapmadan, kendini olduğu gibi kabul etmelidir.
- Toplumsal Rol: Kişi, toplumsal bir rol üstlenmeli, iş yapmalı ve bu işten tatmin olmalıdır. Başarılarıyla mutlu olmalı ve daha iyiye ulaşmak için çaba göstermelidir.
- Geleceğe Dönük Planlar Yapabilmek: Gerçekçi hedefler belirleyebilmeli ve bu hedeflere ulaşmak için çalışmalıdır. Eğer hedeflerine ulaşamazsa, yeni planlar yaparak yaşamını yeniden şekillendirebilmelidir.
- Zorluklarla Baş Etme Yetisi: Karşılaştığı engeller karşısında pes etmemeli, bu zorluklarla mücadele edebilme gücüne sahip olmalıdır.
- Bağımsız Karar Verebilmek: Kendi hayatı hakkında bağımsız kararlar alabilmeli ve bu kararları uygulayabilme cesareti göstermelidir.
- Toplumla Uyumlu Değer Yargıları: İçinde bulunduğu toplumun inançlarına ve değer yargılarına saygı duymalı ve bunlarla uyumlu bir yaşam sürmelidir.
- Zaman Yönetimi: Eğlenmek, dinlenmek, sosyal etkinlikler yapmak ve kendini geliştirmek için yeterince zaman ayırabilmelidir.
Ruh Sağlığı Üzerine Felsefi Görüşler
Sigmund Freud, ruh sağlığını “sevmek ve çalışmak” olarak tanımlamıştır. Freud’a göre, bir insan sevebiliyor, paylaşabiliyor ve çalışabiliyorsa ruh sağlığını koruyordur. Benzer şekilde, Goethe’nin “Olgun insan kendine gülebilen insandır.” sözü, ruh sağlığını iyi koruyabilen bireylerin özelliklerini de tanımlar niteliktedir. Bir birey kendine gülebiliyorsa, hayatın zorluklarını daha kolay aşar ve psikolojik dengesini koruyabilir.
Ruh Sağlığının Dinamik Yapısı
Ruh sağlığı, bireyin içinde bulunduğu çevresel koşullara bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Zor yaşam koşulları ruh sağlığını olumsuz etkileyebilirken, bu koşullar düzeldiğinde ruhsal denge yeniden sağlanabilir. Dolayısıyla, insanları kesin çizgilerle “sağlıklı” ya da “sağlıksız” olarak ayırmak mümkün değildir. Ruh sağlığının bozulması, kişinin iş yaşamı, sosyal ilişkileri ve genel yaşam kalitesini derinden etkileyebilir. Fiziksel hastalıklara kıyasla, ruh sağlığındaki sorunlar çok daha derin ve karmaşık etkiler yaratabilir.
Ruh sağlığı, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde dikkat edilmesi gereken kritik bir unsurdur. Sağlıklı bir ruh hali, kişinin hem kendisiyle hem de çevresiyle uyum içinde yaşamasını sağlar. Bu uyumun korunması, bireyin hayat kalitesini artırdığı gibi toplumsal sağlığı da olumlu yönde etkiler.
Kaynak: https://ruhsagligidernegi.org/ruh-sagligi/